Kasabada mı büyük şehirde mi dil eğitimi

Londra’da 2 kasabalarda 4 dil okulu değiştirdim…

Nihayet Londra’daydım. Daha uçaktan ineli çok olmamıştı ki Londra’nın büyüsüne kapılı vermiştim. Meşhur Big Ban, herkesin buluşma noktası Piccadilly Circus, Buckingham Palace, Trafalgar Square… daha sayamayacağım. Televizyondan seyrettiğim yerler, sanki hep oradaymışım gibi farklı duygular uyandırıyordu. Ne olursa olsun hedefim belliydi; dil eğitimimi tamamlamak. Bu amaçta ilerlemeye devam ederken  Londra’nın  farklı bir yüzüyle karşılaşacaktım. İngilizcenin ne kadar önemli olduğunu maalesef geç fark edenlerdenim. İngilizce macerama birçok arkadaş gibi farklı kurslar deneyerek başlamıştım. istediğim düzeye bir türlü gelememiştim. Londraya vardığımda İngilizce düzeyim elementary idi. Londra’da iki farklı okulda eğitim aldım; Malvern House ve Hampstead School of English. Bir tanesi Türkiye’deki dil okullarından daha ucuz, diğeri ise bunun tam zıttı hem pahalı hem de buna paralel çok iyi bir okul. Londra’da kaldığım 5 aylık dönemin büyük bir kısmını Malvern House’ta eğitim alarak geçirdim. Sanki sadece Türk öğrencileri kabul ediyormuş gibi görüntüsü vardı. Bunun sebebi tamamıyla ücretinden kaynaklanıyordu. O fiyata gidilebilecek en iyi okullardan birisidir Malvern House. Geri kalan popülasyonu güney Amerikalılar ve Japonlar oluşturuyordu ve sonra da Avrupalı öğrenciler gelirdi. Okulun öğrenci profili genelde çalışan öğrencilerdi. Ders bittikten sonra herkes işine giderdi. Geri kalan tayfayla birlikte kantinde kurtlar vadisinden veya bilindik muhabetlerin arasında kaybolup giderdik. Gittiğiniz yerlerde Türkün olması avantajlı, konaklama yada iş bulmada önemli bir destek oluşturmaktadır. Tabii ki bu desteği bir yere kadar almak gerekir. İster istemez tüm durumlarda bir türk komitesi içinde bulursunuz kendinizi, hiç farkında olmazsınız hayat bir şekilde devam ediyordur. Okuldan sonra Atlas Londra ofiste çalışmaya giderdim. Okulda Türkler, iş yerinde Türkler, ekstra zamanlarda grammer çalışıp kitap okuyan biri olmama rağmen, speakingte Türkçem gayet akıcı bir şekilde ilerliyordu. Durup düşündüğümde dil seviyemden hiç memnun değildim. Kağıt üzerinde seviyem intermadiate’tı. Zamanı durduramıyordum ve bu gidişatın şeklini değiştirmem gerekiyordu. Bu sefer Hampstead school of English’e başladım. Okulun kalitesi seviye tesbit sınavından bile kendini gösteriyordu. Sınıfımda malvern house’ın aksine hiç türk yoktu. Bir önceki okulumda ortalama 4 5 türk ile aynı sınıfı paylaştım. Ama yeni okulumdaki tek türk bendim. Dil eğitimi için doğru bir karardı, o ana kadar öyle zannediyordum.

Okulun eğitiminden çok memnundum. En azından o dönemde okulumdaki Türk sayısını  kontrol altına alabilmiştim. Ama hala Londra’dayım. Eğer çalışmak sizin için çok önemliyse, iyi bir okula gidip imkanlarından yararlanmayacaksanız, bütçenize göre okul seçin. İlk hedefiniz dil eğitimi ise o zaman okuldan maksimum verim alabilirsiniz. Okuldan iyi bir eğitim alıyordum fakat sosyal hayatımda bir değişiklik yoktu. Alışkanlıklar başlamıştı. 5 ay öyle yada böyle geçmişti. Bu geçirdiğim günleri dil eğitimi adına boşa çaba harcadığımı sonradan fark edecektim. Londra muhteşem bir şehir. Okuldan çıktıktan sonra ne yapacağınıza karar verene kadar akşam edebilirsiniz. Yapabileceğiniz birçok alternatif bulunmaktadır. İşlerin istediğimiz gibi gitmediğinden dolayı diğer alternatifi, kasaba hayatını seçtik. Farklı kasabalarda farklı okullarda eğitim aldım. Bunlar sırası ile Exmouth Sprachcaffe, Paington Devon School of English, Paington Lal TORBAY , Hasting Embassy Ces. Bu okullarda ya tek ya da ikinci Türk oldum. Dil eğitimi adına Londra da geçirdiğim 5 ay kasabadaki 2,5 ayıma bedeldi. Türkün olmaması, eğitimin iyi olması, aile yanı konaklamalar bunun etkenleridir. Tabi ki bu yerler Londra ile boy ölçüşemez. Biri 15 milyon nüfuslu bir şehir, diğerleri ise 45-80 bin nüfuslu yerleşim yerleri. Bu tarz yerleri seçerken önceliğiniz dil eğitimi olması gerekmektedir. Londra’daki  hayatımın tam zıttıydı. Gezebileceğimiz bir yer yoktu, 10 dakikada bitirebiliyorduk. Ama tek Türk olmam İngilizcem için çok iyi olmuştu. Sadece cumartesi günleri ailem ile Türkçe konuşuyordum. Zamanla eğlence anlayışımı değiştirdim. Hep gezmekten ziyade hocalarımla ve arkadaşlarımla sohbet ederdik. Okuldan sonra kasabanın kütüphanesinde ödevlerimi yapar, yapamadığım şeyleri yanında kaldığım aileye sorardım. Çarşamba ve Perşembe akşamları FA cup, cumartesi ve pazarları kaldığım evin babasıyla birlikte İngiltere süper ligini izlerdik. Bu tarz kasabalarda bir kafeye veya eğlence mekanına birkaç defa gittiğinizde oranın müdavimlerinden olursunuz ve insanlarla rahatça pratik yapma şansını yakalayabilirsiniz. Diyalog kurmaktan çekinmeyiniz. Kimse size iyi konuşmuyorsunuz diye bir şey demez, aksine iyi karşılarlar. Pratik yapmak için hedefiniz yaşlılar olsun, kendinizi koyu bir sohbetin içinde bulabilirsiniz. Londra’da yolda yürürken bir İngiliz görme şansınız ne kadar azsa, kasabada pratik yapma şansınız ve arkadaşlarınızla olan paylaşımlarınız bir o kadar fazladır. Çalışma imkanınız yok, eğlence için şartlar itibariyle ortak noktalar ararsınız.

Kasabadaki eğitim döneminde farklı ailelerle konakladım. Küçük bir yer olması sebebiyle genellikle emekli ailelerdi. Bu sebepten dolayı onlarla çok vakit geçirme imkanına sahiptim. Bir önceki paragrafta bahsetmiştim.  Tabi ki bu aile piyango gibi, her aile yanı böyle değil. Kimi ailemde tek öğrenciydim. Kimi ailemde diğer ülkelerden gelmiş yabancı arkadaşlarım vardı. Bu arada öğrenci yurdu ve öğrenci evinde de kaldım, aslında bir çok konaklama tipini denedim. Hepsinin farklı tecrübeleri var. Bence en iddialı olanları kasabalardaki aile yanları. Aileler tecrübeli olduklarından benimle çok ilgilendiler. Kaldığım bütün ailelerde beni kendilerinden biri olarak gördüler ve öyle davrandılar.  Onlarla çok güzel paylaşımlarım oldu, en önemlisi İngilizce seviyemin her geçen gün ilerlediğini fark ediyordum. Londra’dakinin aksine konuşma becerim artmıştı. Şu anda İngilizcem oldukça iyi bir seviyede ve siz bu satırları okuduğunuzda ben ATLAS’ın Sydney ofisinde çalışıyor olacağım. Avustralya’ya gelmek isterseniz ya da sormak istediğiniz bir konu olursa bana yazabilirsiniz.

İsmail FENERCİ
Eğitim Danışmanı
ismail@atlasedu.com

 

  • Paylaş: