Öğrencilerimiz ilk yurt dışına çıktıklarında kültür şoku olarak bilinen ve uzunluğu kişiden kişiye değişen bir süreç yaşarlar. Gittiğiniz ülkede ki insanların davranış biçimleri, yemek alışkanlıkları, temizlik anlayışları, trafik, komşuluk ve arkadaşlık ilişkileri, iletişim tarzları gibi şeylerin yabancı gelmesi sizi bazen karamsar yapar ve biraz da hayal kırıklığına uğratabilir. Bu durum genellikle geçicidir ve yurt dışı deneyimi her yönüyle kişisel gelişiminize katkı sağlayacaktır. Farklı kültürleri tanımak ise işin aslında en eğlenceli kısımlarından bir tanesi haline gelecektir. Bu bağlamda kültürler arası farkların incelendiği boyutları bilmek bu konudaki gözlem yetkinliğinizi arttıracaktır.
Örneğin yurt dışında öğrenci arkadaşlarınızı bir partiye davet ettiğinizde, Fransız veya Ortadoğu kültürüne sahip bir kişi bir bahane uydurarak gelemeyeceğini belirtirken bir İskandinav size direkt olarak partinize gelmek istemediğini söyleyecektir. Sakın bu kişinin size değer vermediğini veya kaba birisi olduğunu düşünmeyin zira bu tamamen kültürel bir durumdur ve literatürde “high context vs low context” kültürler olarak geçer. “High context” kültürlerde her şey direkt söylenmez ve çok karmaşık düşünceler sadece birkaç kelime ile ima edilip kültürün geri kalanını anlatması beklenir. Diğer kutup ta ise her mevzu muhataba direkt olarak yani dolandırılmadan aktarılır.
Bu konuda en çok atıf yapılan sosyolojik çalışmalar Hollandalı sosyolog Gerard Hendrik Hofstede (d. 2 ekim 1928)’ye aittir. Hofstede'nin çalışmaları milli ve bölgesel, kültürel gruplaşmalar olduğunu ve bunların toplumların ve kurumların davranışları üzerinde etkileri olduğunu ve zaman içinde de kalıcı olduklarını göstermiştir. Hofstede kültüler arası farkları 5 boyutta incelemiştir;
Power Distance PDI (Güç Mesafesi) – Toplum tarafından normal karşılanan insanlar arasındaki eşitsizlik derecesi ve güç dağılımıdır. Başka bir deyişle, bireylerin toplum içindeki eşitsizliği kabul etmeye ne kadar istekli olduklarının bir ölçüsüdür. Bu bağlamda bazı ülkelerde üst ast ilişkileri daha resmi iken diğerlerinde daha samimidir. Avustralya’da müdürünüze ismi ile bile hitap edebilirken Türkiye’de karşısında önünüzü iliklemek durumunda kalabilirsiniz.
Individualism vs collectivisim IDV ( Bireysellik ve toplumculuk) – Bireylerin ait oldukları organizasyon ya da aile ile ilgili olarak kendilerine sahip çıkılma beklentisidir. Avrupa da aileler çocuklarına 18 yaşından sonra bakmamayı normal karşılarken bu bizim toplumumuz için sıra dışı ve şaşırtıcı bir davranış biçimidir. Bireyci anlayışta kişinin bir birey olarak başlı başına değerli olduğu kabul edilirken, toplumcu anlayışta kişi ancak bir grubun üyesi olarak belli bir değere sahip olabileceği görüşü hakimdir. ABD, Arjantin, Meksika, İngiltere bireysel kültüre sahip ülkeler olarak belirlenirken, Tayland, Japonya, Endonezya ve Çin toplumcu kültürün esas alındığı ülkeler olarak ortaya çıkmaktadır.
Masculinity vs femininity MAS (Erillik/Dişillik) “Erillik, sosyal cinsiyet rollerinin belirgin çizgilerle çizildiği bir toplumu işaret eder: Erkeklerin iddialı, sert ve maddi başarılara odaklanmış olması, kadınların daha mütevazı, yumuşak ve yaşam kalitesiyle ilgili olması beklenir. Bu ölçüm biraz bireysel – toplumcu karsılaştırmasındaki ölçüme benzer. Bu ölçek kültürler arasında daha hassas ayrımlar yapmak için yararlıdır. Örneğin hem ABD hem de Japon toplumu erillikte yüksek bir dereceye sahipken Japonya kolektivist bir kültür, ABD ise oldukça bireysel bir kültürdür. Diğer bir yandan, hem ABD hem de İskandinav ülkeleri bireysel ülkeler arasında baslarda yer alırken ABD çok daha fazla erillik taşır.
Uncertainity avoidance UAI (Belirsizlikten kaçış) Hofstede belirsizlikten kaçışı “Bir kültürün üyelerinin belirsiz veya bilinmeyen durumların tehdidini ne ölçüde hissettikleri” olarak tanımlamıştır. Yurtdışı planlarınızı yaparken eğitim danışmanınıza her türlü ayrıntıyı soruyor olmanız kültürel bu özelliğimizden kaynaklanıyordur ve ATLAS danışmanları her türlü sorunuza hazırlıklı olduğundan bu konuda tereddüt etmenize gerek olmayacaktır.
Long term vs short term orientation LTO (Uzun veya kısa Erimli Odaklılık) Kısa Erimli Odalılık, geçmiş ve şimdiye ilişkin, özellikle geleneğe saygı, ‘ün’ün korunması ve toplumsal yükümlülüklerin yerine getirilmesi gibi erdemlerin teşvik edilmesidir”. Uzun erimli odak, sebat, azimle çalışma, tutumluluk, utanç ve ilişkilere saygı gibi dinamik, geleceğe dönük bir anlayışı işaret eden değerlerden oluşur. Kısa erimli odak konusunda, Brezilya, Hong Kong, Tayvan, Japonya ve Güney Kore gibi kültürler en basta gelenler kısa erimli odağa sahip kültürlerdir. Almanya, Hollanda ve İsveç gibi bazı Batılı ülkeler ortalarda yer alır. Bu konuda sonlarda yer alan ülkeler arasında Batı Afrika, Kanada ve Pakistan bulunur.
Rahmi Mesud YILMAZ, Direktör