Ayşe Canan Pehlivanoğlu, Pars McCann Erickson Reklam Ajansında, stratejik planlama departmanında çalışıyor. Universite Paris XII ESA da Tezli Pazarlama Master ı yapan Pehlivanoğlu, yurtdışı deneyimi size ne kattı, sorusuna “Eskiden kapasitemin çok farkında değildim, kim ve ne olduğumu anladım” yanıtını veriyor.
- Şu anki göreviniz ve iş tanımınız nedir?
Şu anda Pars McCann Erickson Reklam Ajansı nda, stratejik planlamacı olarak görev yapıyorum. Direktörümüzle beraber 4 kişi olduğumuz, stratejik planlama departmanında 1 Aralık 2006 da çalışmaya başladım. O günden bu yana, McCann Stratejik Planlama ekibinin olmazsa olmazı olan tüketicinin nabzını tuttuğumuz Pulse raporları hazırlamanın dışında, Gnçtrkcll, Ülker ve Coca Cola Futbol platformu ile bire bir ilgileniyor; Nescafe, Algida ve Coca Cola da çalışma arkadaşlarıma ihtiyaç duyduklarında yardımcı oluyorum.
- Hangi okullarda ne üzerine eğitim aldınız?
Notre Dame De Sionu bitirdikten sonra, Galatasaray Üniversite si İletişim bölümünde eğitimime devam ettim. Genel bir iletişim eğitimi aldığım GSÜde, 3’üncü sınıf itibariyle Reklam ve Halkla İlişkiler konusunda uzmanlaştım. Ardından da Universite Paris XII ESA da eğitimimi, Tezli Pazarlama Master ı ile tamamladım.
- Eğitim için yurtdışına gitmeye karar vermenizi sağlayan ne oldu?
Okuduğum üniversitenin yurtdışındaki tanınırlığı ve kabul görmüşlüğü, bunun yanı sıra Notre Dame de Sionda görmüş olduğum eğitim, aslında beni hep yurtdışına yakın kılmıştı. Üniversite son sınıfta, başvurduğum Fransız Devleti Onur Bursunu da almış olmam, gitmemi kolaylaştırdı. Aslına bakılırsa, bu burs, yurtdışına gitmeye karar vermemdeki en önemli etken oldu.
- Yurtdışı eğitimi neden gerekli gördünüz?
Yurtdışı eğitimimi gerekli gördüm, çünkü üniversite son sınıfta Vincent Bouvardın vermiş olduğu Uluslararası Reklamcılık dersinde, yurtdışı reklam sektörüne, pazarlama anlayışına çok uzak olduğumu anladım. Parisinde, aldığım burs ve bünyesindeki okullar çerçevesinde gitmek için, hem eğitim, hem de yurtdışında yaşama deneyimi açısından doğru tercih olduğunu düşündüm.
- Yurtdışında eğitim gördüğünüz süre boyunca eğitim dışında neler yaptınız? Nasıl arkadaşlıklar kurdunuz?
Kalacak yerimi önceden ayarlayamadığım, daha doğrusu Pariste yurt bulmanın zorluğunun beni baştan pes ettirmesi üzerine, ilk iki ay bir evde kaldım. Yalnız ve mutsuzdum. Okuldan eve, evden okula gidiyor, sadece liseden ve üniversiteden tanıdığım, benim gibi Pariste okuyan Türk arkadaşlarımla görüşüyordum. Bunun ardından, Cite Universitairede (her milletin evinin olduğu, sadece master, doktora öğrencileri ve araştırmacılara açık yurt), Maison des Provincesde Franceta yer buldum. Hayatım değişti. Sanırım, hayatım boyunca hep gülümseyerek anacağım anları orada yaşadım. Eskiden ülkesini haritada gösteremeyeceğim milletlerden bile arkadaşlar edindim. Onlarla yemek yaptım, dans ettim, kültürlerini öğrendim, kendi kültürümü öğrettim. On saniye için Fransızca’dan, İngilizce konuşmaya geçer oldum. Salsa yapmayı öğrendim. Orada edindiğim arkadaşlarımla, döndüğüm günden beri haberleşiyoruz, İstanbul a gelenler oluyor, Pariste buluşuyoruz, ya da başka şehirlerde buluşmak için planlar yapıyoruz. Az para ile çok şey yaptım aslında.
- Bu deneyimin kariyerinize nasıl bir etkisi oldu?
İlk başta, kendi ayaklarım üstünde durabildiğimi gördüm. Parise gidene kadar sadece tatiller için ayrıldığım ailem ve evimden 1 seneden fazla ayrı kaldım, yaşadım ve mutlu oldum. Bu, kendime güvenmemi sağladı. Bunun yanında, yurtdışına gitmiş olmak, orada okumak, özellikle Fransızlar gibi araştırma yapıyor olmak, stratejik planlamacı olarak vizyonumu geliştirdi.
- Sizce yurtdışında öğrenim görmenin sizde neden olduğu en büyük değişim, size kattığı şey ne oldu?
Kendi ayaklarım üzerinde durabildiğimi, mutlu, huzurlu ve başarılı olduğum zamanlarda aza kanaat edebildiğimi görebilmemi sağladı. Eskiden kapasitemin çok farkında değildim, kim ve ne olduğumu anladım. Artık, daha mutluyum.